30 Nisan 2008 Çarşamba

Yollar ve Karar

Dert ve sıkıntı adına o anı düşünmek sabrı kolaylaştırır der bir büyüğümüz. Bugün yeni bir gün ve kafamızın içindeki sıkıntıların aslında bir güncelliği yok. Ya geride kaldılar ya da gelecek zamana aitler. Aslında sadece kafamızdalar. Sadece şu an, yalnızca bugün nazara verildiğinde ne var ki sorun yapacak. Sağlık yerinde çok şükür, başında seni sıkıştıran ya da üzen biri yok vesaire... İnsanın içinde her daim hazır ve nazır bulunan mutluluk kıvılcımını harekete geçirmene bir engel yok. Çocukluğum geldi birden aklıma. Öyle imrenilecek bir çocukluğum olmasa da çok mutluydum. Evde tv seyrederken, boş boş otururken hatta sevmediğim ödevleri yaparken bile mutluydum. O zamanlarda insan neyi dert eder ki? Sadece bulunduğun ânı yaşıyorsun. Gelecek kaygısı ya da geçmiş üzüntüler yok hiç aklında. Çocuk saflığında ve temizliğinde ne de mutlusun... Demekki çocuk olmasını da bilmek gerek bu anlamda. Tabi herşey gül gülistan olmaz olmamalı. Neyi dert edeceğimiz de iyi bilmek gerek. Sorumluluk, bir misyon yüklenmek bunu dertlenmek... Olması gerekenler ve olanlar arasında çok mesafe varsa bunu da sorun etmek gerekir. Karşımıza çıkan çetrefilli yollarda doğru olanı seçmektir aslında bize düşen. Yollardaki diken, yokuş ve muhtemel tehlikerden şikayet etmek sadece işimizi zorlaştırır. İnşallah doğru olanı seçeriz ve takılmayız gereksiz şeylere. Herşeyin hayırlı olması dileğimle. Görelim Mevlâ neyler, neylerse güzel eyler...

Hiç yorum yok: