Uzun zamandır içinde bulunduğum halet-i ruhiyem sebebiyle değişik düşüncelere dalıp gitmekteyim zaman zaman. Hani gerçeklik yüzdesi kâle alınacak cinsten olmasa da aklın çıkar ararken sınırları zorlaması böyle açılımlara itiyor. Ne gibi mi? Bilinmeyen bir yere gitmek gibi. Benim dahi bilmediğim hiç görmediğim gönlümde tazecik yer edinecek, sessizliğiyle içime huzur verecek, deşarj olmak istediğimde beni bağrına basacak bir yer... Deniz aşırı yerlere gitmek mesela. Okyanuslara açılan bir gemiye takılıp "Abi beni müsait bir yerde indirin" deyip ilk gördüğün karada devam etmek hayata... Sonra dönmek isteyip de denizin uçsuz bucaksız halini görünce caymak ve kalmaya devam etmek. Yani o derece uzaklara gideceksin ki vazcaydığın anda şartlar izin vermeyecek bu sefer...
Zihnin bu oyunları gerçekten çok uzak olsa da terapi gibi geliyor bana. Ayrıca sınırsız hayallerin engin denizlerle buluşması ahenklik kazandırıyor hislerime.
Şairlere, edebiyatçılara ayrı bir ilham kaynağı olan engin denizlerin her insana hoş etkiler bıraktığı bir şeyler mutlaka vardır.
4 yorum:
bırakıp gitmek, uzaklaşmak....
gerçekten bu aralar herkes buna ihtiyaç duyuyordur...
hep iş hep iş sıcakta hiç çekilmiyor.
özellikle deniz dalga sesleri...
dünyada insana huzur veren bu kadar mükemmel başka birşey olabilir mi ?
Bu sıralar bende de acayip çekip gitmek duygusu var ama ben kendimi biliyorum mutlaka geri gelmek isteyeceğim.Bazı şeylerden vazgeçemeyeceğim.O yüzden sizinki kadar ücra olmasada gitmek isteğim fena..
İnecek yer bulan bana da haber versin...
Deniz kokusu istiyorum...
Ama yalnız...Tıpkı robinson gibi..Cuma'yı bile istemiyorum.
Beni anlatan bir yazı olmuş...
TüTü
Yorum Gönder