5 Mayıs 2008 Pazartesi

Umut Işıkları


Yaşananalar insanın his dunyasına etki yaptıktan sonra onu alacağı veya alamayacağı kararlarla yapayalnız bırakıyor. Önce burukluk varken sonradan yavaş yavaş yeni açılımlara itiyor insanı. Zaman zaman kendimi içinde bulduğun karanlıktan çıkarmak için düşüncelerimdeki karmaşık olayları derleyip bilinmeyeni, olması gerekeni çözerek aydınlığa varmak istiyorum. Ama bunu aciz halimle nasıl yapacağımı bilemiyorum. Hayatımın büyük bölümünde hep iyimser oldum. Olumlu tarafından baktım hep. Bazen bu, beni tahmin edemeyeceğim zorlu yollara soktu. Ama yine de şikayet etmedim kimseden, hiçbir şeyden. Fakat bazen öyle anlar geliyor ki ucu gözükmeyen mağaradan ışığı göremeyeceğini düşünüyor insan. Her ne olursa olsun ümitsiz olmak bize göre değil. Dertli şairin "Yeis öyle bir bataklıktır ki düşersen boğulursun, azmine sımsıkı sarıl bak ne olursun" sözünü hatırlamak bile ruhaletimizdeki kara bulutları biraz olsun dağıtıyor. Peki nedir bu azim? Ne yapmam gerekir? Alacağın kararda ısrarlı olmak ya da sabretmek mi!. Belki her ikisi.
Bir geçiş süreci içinde yazıyorum bunları ve bazı geçişler sancılı oluyor. Herşeyin bir anlamı var hiç bir şey abes değil. Yaşadıklarım belki hatalarımın neticesi belki de müjdeli günlerin habercisi. Her ikisi de bonus kazandırsa da ikincisini umuyorum. İnsan olmanın ağır yükü hissedilince sıkıntı sarsa da sevinç nârâları mırıldanıyor bir yandan. His ve akıl beraber olsa, herşeyin dengede olduğu kainatta dengede kalabilsem keşke!...

2 yorum:

Geveze Kalem dedi ki...

'Bazı' değil, 'Bütün geçişler' sancılıdır. Duygularda, düşüncelerde çelişki başladıysa, yol 'iyi' yerlere varacak demektir.
Umut etmeye devam etmeni dilerim...

nt dedi ki...

Güzel temennileriniz için teşekkür ederim. Umarım dediğiniz gibi iyiye varır bu süreç...